11 Mayıs 2010 Salı

TARIHI KAYNAKLARA GORE SANDUKA

TARİHİ KAYNAKLARA GÖRE SANDUKA

Ahd-i Atik Sandukası hakkında tarihi kaynaklar incelendiğinde birçok bilgi ile karşılaşılmaktadır.

İsrailoğulları'nın Mısır'dan çıkışlarından sonra Hz. Musa kavmiyle beraber güvenlik içinde yaşayacakları yere doğru yola çıktı; Tur Dağı'na doğru yöneldi. Çünkü Kuran'da bildirildiğine göre orada Allah Hz. Musa ile "sözleşmişti". Bu sözleşme kırk günlük bir süre için yapılmıştı, Hz. Musa dağda kırk gün kalacaktı.

Musa ile otuz gece için sözleştik ve ona bir on daha ekledik. Böylece Rabbinin belirlediği süre, kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a "Kavmimde benim yerime geç, ıslah et ve bozguncuların yolunu tutma" dedi. (Araf Suresi, 142)

Hz. Musa kavminden ayrıldı ve tayin edilen sürede Tur Dağı'na ulaştı. Bu süre içinde Hz. Musa Yüce Rabbimizin Huzuruna çıkıp O’ndan, içinde her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklaması bulunan Levhaları aldı.

(Allah:) "Ey Musa" dedi. "Sana verdiğim risaletimle ve seninle konuşmamla seni insanlar üzerinde seçkin kıldım. Sana verdiklerimi al ve şükredenlerden ol." Biz ona Levhalar'da her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık. (Ve:) "Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve kavmine de emret ki en güzeliyle sarılsınlar. Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim" (dedik). (A’raf Suresi, 144-145)

Sina Dağı'nın eteklerinde imal edildiği düşünülen ve Hz. Musa ile Hz. Harun'un vefatlarından sonra, onlardan geriye kalan bazı eşyaların ve rivayetlere göre Tevrat'ın orijinal nüshasının da içinde bulunduğu Kutsal Ahit Sandığı birçok el değiştirdi.



Hz. Musa'nın vefatından sonra, İsrailogulları yine isyan etmeye ve sapkınca yollar izlemeye başladılar. Azgınlık yaparak Hz. Musa'nın öğrettiği dini terk etmeye yöneldiler. Bunun ardından ise onlar için azap dolu bir dönem başladı. Pek çok zorluklarla, zalim yöneticilerle karşı karşıya kaldılar. Çok büyük zulümler gördüler. Yurtlarından çıkarılıp evlerinden sürüldüler. Ve içinde bulundukları bu durumdan kendilerini, ne şirk koştukları ilahlarının, ne mallarının, ne de atalarının kurtarabileceğini anladılar. Bunun sonucunda da Allah'tan bu zalim yönetime karşı mücadele etmek için bir yönetici istediler. Allah İsrailoğulları için melik olarak Hz. Talut'u seçti. Ancak onlar büyüklenerek buna isyan ettiler. Gereksiz bahaneler öne sürerek Allah'ın hükmüne nankörlük etmeye kalkıştılar.

Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi." Onlar: "Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti: "Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir." (Bakara Suresi, 247 )

Allah onların bu itirazlarına karşılık, Hz. Talut’un hükümran olduğunu çok açık bir delille, yanında bulunan Ahit Sandığı'nın, diğer adıyla Tabut-u Sekinenin varlığı ile onlara göstermiştir.

Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: "Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut'un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden 'bir güven duygusu ve huzur' ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden arta kalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır." (Bakara Suresi, 248)

Ayette geçen “tabut” sözcüğü, sandık anlamına gelmektedir. Bu sandık, içerisinde kutsal emanetlerin bulunduğu Ahit Sandığı’dır. Ve Hz. Talut'un yanında bulunması da onun hükümdarlığının alametidir. Yanında sandığın bulunması ile hükümranlığı açıkça anlaşılan Hz. Talut, Calut'un ordusu ile savaşmıştır. Tarihi kaynaklara göre bu savaş esnasında sandık zalim hükümdar Calut'un eline geçmiştir. Ancak sayıca daha az olmalarına rağmen İsrailoğulları bu savaşı kazanmışlardır. Bu savaşta Hz. Davud, Calut'u öldürmüştür, böylece sandık da Hz. Davut'a geçmiştir.

Böylece onları, Allah'ın izniyle yenilgiye uğrattılar. Davud Calut'u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediğinden öğretti. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını def'i (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir. (Bakara Suresi, 251)

Hz. Davud, hem hükümdar, hem de Allah'ın kendisine ilim verdiği bir peygamberdir. Hz. Davud döneminde Kudüs, Birleşik Yahudi Krallığı’nın başkenti ilan edilmiş böylece Ahd–i Atik Sandukası bu şehre taşınmıştır. Hz. Davut sandığı kendisinden sonra hükümdar olan Hz. Süleyman’a emanet bırakmıştır.

Hz. Süleyman tarafından yaptırılan mabede konulan sanduka, MÖ. 587 yılına kadar Beytülmakdis'te kaldı. Aynı yıl içinde Babil İmparatoru Nabukadnetzar -Babil'in Asma Bahçeleri'ni yaptıran kral- Kudüs'ü işgal etti. Burayı yerle bir ettirerek bu bölgede yaşayan Yahudileri Babil’e ve diğer yakın şehirlere sürgüne gönderdi. İşte o tarihten sonra Sandık kayboldu ve bir daha da izi bulunamadı.







Aradan kırk yıl geçtikten sonra Yahudilerin sürgünü bitti ve tekrar Kudüs’e döndüler. Bu tarihlerde de tapınağı yeniden inşa ettirdiler ve sandukanın odasını boş bırakmak zorunda kaldılar. O tarihten sonra yaklaşık 500 yıl ortadan kaybolan sandukanın, tahrip edilemediği ve onu koruyan Levililer tarafından mabedin altında hazırlanmış gizli bir bölmede saklandığı inancı yayıldı. M.S. 70 yılında ise Roma valisi Titus'un Beytülmakdis'i yıktırdıktan sonra bu yeraltı odasına da ulaştığı ve mabedin kutsal eşyalarıyla birlikte sandukayı da Roma'ya götürdüğü varsayılmaktadır. M.Ö 587 ile M.S. 70 yılları arasında Kudüs’te muhafaza edildiği kabul edilen Sandık, bu tarihten sonra günümüze kadar bulunamadı.

İsrailoğullarının göçü sırasında bu sandık rahip bilginler tarafından kafilenin önünde ilerleyecek şekilde taşınmıştır. Ürdün nehri kıyısına gelindiğinde sandık sayesinde nehir ikiye ayrılmış ve kafilenin geçmesine olanak sağlamıştır. Sandık taşınırken hep bir perde arkasında saklı tutularak ve onu taşıyanların dahi sandığı görmeleri engellenmiştir.

İsrailoğulları Filistinlilere karşı bir savaşlarında büyü ya da benzeri şans getirici bir tılsım kullanmaya kalktıkları için sandık ellerinden alınmış ve Filistinliler savaşı kazanarak sandığı ele geçirmişlerdir. (İncil: Samuel 4:1-11) Daha sonra Allah İsrailoğullarına Hz İşmuil’i göndermiş ve onun önderliğinde savaşarak kaybettikleri izzeti kazanmalarını sağlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder